Kızılgedik Dağları
Kızılgedik Dağları
Dizelerin
üşüdüğü topraklar
Kızılgedik
Dağları
Bir
masalın ilk hecesi
Bir
ezginin son tınısı
İlkten
sona
Sondan
ilke doğru bir geçiş
Renk
cümbüşü
Beri
gel dağ ceylanı
Bu
yerler seni bilir sesini tanır
Meleme
ceylan meleme
Avcılar
çoktan gitti
İnsan
avına
Ötelerde
öykünüyor gözlerin
Eskilerden
yenileri seçip duruyor
Ben
gurbetin kucağına düşeli
Yarım
asır gelip geçmiş
Sen
hala aynı yerde
Aynı
ezgiyi söylüyorsun kavlince
Ben
gideli bu ellerden
Kimleri
koynunda sakladın
De
göreyim
Kimlerle
nasıl evrilmişsin
Bu
dağlarda çocukluğum yeşerdi
Kınalı
ineğin sütüyle
Yol
candır
Yolcu
ise insandır
Halim
hal bilinsin esintilerde
Yıldızlar
gece vakti üstümüze yağarken
Nahır
gelir boz tepeyi yol eder
Kervan
geçer bu yollarda sessizce
Duymaz
Köroğlu
Bu
dağlar Kafkas dağları
Yel
vurur kara toprak yeşerir
Sarıçiçek
mor menekşe bal tutuyor
İnsana
sunmak adına
Kovanca
Ala
gözlüm bu dağları bilirsin
Öncesi
Kızılgedik Dağları
Sonrası
Allahuekber
Sevgi
çeşmesinin çağladığı bir anda
Şehitler
meskeni şeyh-i Senan sedasıdır
Doldurur
bu evreni
Sarı
Gelin ezgisiyle sancılı
Sıcak
su
Kara
toprak
Çözülür
aşk büyüsü
İki
yürek arasında özgürce
Yayılır
ovaya ezgilerimiz usulca
Hey
gidi Şeyh-i Sinan
İlk
sesinle bu dağlarda var oldun
Kulağımda
çınlıyor
Aşkın
ayak sesleri
Ölümsüz
Hadi
durma
Sesime
ses ver ki değişsin
Bu
sıra dağların adı
Değişsin
adıyla Kızılgedik Dağları
Düzen
kendi seyrinde savruluyor
Kınayan
yok bilirim
Özenen
çok
Düşünce
kendi evreninde
Savruluyor
yüz yıllardır
Seninle
Köleliğin
bir adı var
Özgürlüğün
bin adı
Yürek
özgürlük uğruna savaştı
Aşk
adına köleleşti
Şimdi
beynimde dorukların basamağı
Simgeden
yontulu çiçek
Yavru
ceylan
Ağlıyor
Sezgiden
çözümleme zorluyor canı
Yürüsün
dağlara ömrümün varı
Yürüsün
hele
Şaman
seslenişi tapınak önü
Bar
sesiyle uyusun
Uyusun
da ninnilerle büyüsün
Beni
düşler öbeğine terk eden
Gurbet
sesi yüreğimde ürgülenir
Yoğrulur
Sıcak
arpa ekmeği
Soframızda
buhar buhar
Ata
emeği
Emek
kutsaldır bilirim
Hele
de ata emeği
Bilinen
en kutsal sözcüklerin
En
kutsalıdır
Düşler
dünyasında can tılsımı
Evrimsel
direnişi algılar
Sonra
yoğrulur
Kar
misali yuvarlanır
Savrulur
karanlığa
Savrulur
Ümit
Yeşil
dal üstünde yaprak
Ümit
sensin kara toprak
Gordion
Düğümü Asya Hâkimi
Çözüm
Kılıç darbesi
Büyük
İskender
Geçiyor
mahşerin dört atlısı
Kafkaslardan
öteye
Buna
tanık Kızılgedik Dağları
Göle
ovası
Yani
demem o ki Qulha Ülkesi
Sen
ki
Yeşilin
güneşi gördüğü yerdesin
Yüreğimin
evrimleştiği bağda
Boy
verip göverirsin
Koşuk
içinde dizeleri
İyi
belle
Devrimin
ilk hecesidir onlar
İlk
üretimi
Cevher
görünümlü kıvrak gülüşlü
Doğaya
sevdalı narin
Şaman
barı[i]
Gözlerim
sensiz
Üzüm
üzüm üzülüyor desem
Seni
özlediğimi anlatır her damlasında
Ey
bu dağların Şaman yüzlü insanları
Beni
sesimle utandırmayın
Yürümemle
yormayın
Varlığım
bu topraklar için cevherdir
Yokluğum
karanlık
Ben
Evet,
ben emek salan biri olarak
Mavi
dağ döşlerine serdim canımı
Yeşerdim
geldim bugüne
Gör
beni
Susamışım
bir su ver
Hey
maralım yandı bağrım bir su ver
Dört
yanım sinsi duman
Dört
yanım salkım saçak çevrili
Yolumun
üstünde tarih yatıyor
Yolumun
üstünde ümit
Nice
mavi yollar geçtim
Turkuaz
kokuyordu
Dokunmayın
yüreğime dokunmayın ne olur
Nerededir
Kızılgedik Dağları
Kaç
bölgede adı var
Kaç
yörede gölge salar toprağa
Neden
bu dağların adı değişti
Söylesin
Yetim Sinan
Söylesin
Şeyh-i
Senan bizlere
Buyursun
hanemize
Kapımız
sonuna dek açıktır
Gerçeğin
ta kendisiyiz katıksız
Gerçeğin
mayasıyız
Ey
Sarı Gelin
Öfkeysem
karlı dağlarda
Yolcuysam
Sığınıyorsam
öz be öz yüreğime
Gerçeğe
teslimiyetimdir
Gerçek
bu dağların dumanıdır
Çırılçıplak
yeşil üstü
Süt
mavisi
Karınca
kararınca derdi babam
Ben
kararı siyah anlardım
Beklerdim
ki
Karıncalar
kararsın diye
Bu
dağlar tarih boyu bizim dağlarımızdır
Bu
dağların yarısı toprak ise
Yarısı
dedemizin canıdır
Dedemizin
kanıdır
Milyon
milyon taş toplasam
Trilyon
sedalı ışık yayılsa
Boşluğu
dolduramaz
Bir
şaman davulunun sesi kadar
Ey
tarih
Ey
sonsuzun günümüze uzanan eli
Ata
mirası seni öksüz bıraktık
Seni
sahipsiz
Önce
Kızılgedik Dağları
Sonra
Allahuekber
Yetim-i
Sinan
Aydınlık
Bir
sesli meşale bir tutam yıldız
Gözümün
ilk ışığı
İlk
görüntüsü
Açıldı
ebemkuşağı
Açıl
gel ömrümün varı, açıl gel şimdi
Yeryüzü
aydınlansın
O
zamanlar küçücüktüm
Alageyik
tekerlemesini ezbere söylerdim
Toplam
yüz üç beyit olarak
Halen
arşivimde derli toplu duruyor
Dağılıp
yitmesin diye
Kaybolup
gitmesin diye
Gözüm
gibi saklamışım
Belki
Bir
gün çocuklar çıkar gelir benim soframa
Onlara
sunarım bu güzelliği
Yürek
sıcaklığıyla
Yalnız
Sözümün
bu noktasında
Gerçekliğin
son durağı yüreğim
Yüreğimin
son durağı Alageyik sesidir
Meler
durur Kızılgedik Dağlarında
Ne
gece
Ne
de gündüz
Ham
düşünce çizgisinde
Yeşeriyor
ümit denen o güzel dal
Sen
kimin adına
Kiminle
dağlara yürüyorsun
De
göreyim
De
hele
Aşk
uğruna
Esrik
bakışlı gözlerin önünde
Yeşil
renkle sevgi ezgilerini söylemek
Gönül
köşküne yolculuk
Sessiz
gidiş
İnce
çizgi
Penceremde
küçük bir ses
Aşkı
toprağa indirdim diyor
Sev
desem sevecek
Evrim
teorisini
Kendini
götüren gezegen
Benide al dünyana
Hayallerim
Duygularım
Dur
durak bilmiyor nedense
Yaşanılan
ayrışıklık
Ne
anlam taşır sonsuzluk
Su
yüzünde yakamoz
Köklerin
kökeni
Kızılgedik
Bu
dağlar bizim yaylalarımız
Bilmek
ya da bilmemek
Ne
anlam taşır ki
Allahuekber
Kızılgedik Dağları
Orhan
Bahçıvan
Kızılgedik
Dağları Adlı Kitabımdan…
Yorumlar
Yorum Gönder